Pek çoğumuzun hayatında derin izler bırakan, önemli iş ya da hayat derslerini zihinlerimize yerleştirecek şekilde aktaran, başucu rehberi gibi bilgeliği ile anımsadığımız önemli kişiler vardır. Bu kişilerden aldığımız bilgiler öylesine kıymetlidir ki genelde soyutla somut, geçmişle gelecek, yaşam ve yaşam ve yaşam ötesiyle bir bağ kurulduğundan hikayeler gibidir anlattıkları, anlattıkları çok çeşitli duygular uyandırarak hafızalarımıza kaydedilir. Bizim kültürümüzde akıl hocası, üstad, kılavuz ya da usta olarak bilinen bu kişiler, günümüzde Mentor kavramıyla karşılık bulmakta; yaptıkları paylaşım da Mentorluk olarak anılmaktadır.
Yani Mentorluk; belli bir alanda, konuda uzman olan bir kişinin, uzman olduğu bu alanla veya konuyla ilgili bilgileri tecrübesiz ya da daha az tecrübeye sahip kişi/lerle paylaşma sürecidir. Aslında koçlukla tam da bu gerekçeyle aralarında büyük bir fark bulunmaktadır. Mentorluk başlı başına bir bilgi aktarım süreciyken, koçlukta ana bilginin kaynağı danışandır. Koç danışana ayna tutarak bu öz bilgilerin farkındalığını sağlar. Gizli kalan, paslanmış yada göz ardı ettiği potansiyeli açığa çıkarır.
Mentorluk kavramının mitolojik olarak kökeni ise Odysseia Destanı’na dayanır. Kral Odisseus Truva Savaşı’na giderken krallığın idaresini ve henüz bebek olan oğlu Telemakhos ile tüm ailesini yakın arkadaşı Mentor’a emanet eder. Fakat savaş öngörülenden uzun sürer ve Kral Odisseus 20 yıl sonra döner. Geldiğinde krallık büyük bir karmaşa içindedir. Buarada Mentor kendine emanet edilen görevleri yerine getiremez ve Tanrıça Athena Mentor kılığına girerek hem Kral Odisseus’a rakiplerine karşı yardım eder, hem de oğlu Telemakhos’a babasını bulmasında kılavuzluk ve akıl hocalığı yapar. Mitolojik hikayeye göre Kraliçe Athena hem Kral Odisseus’un hem de oğlunun hata yapmalarına izin verip, bu hatalarından ders çıkarmaları için yardımcı olur. Gerekli durumlarda kalkanını ve pelerinin kullanarak koruyucu bir rol üstlenir. Bu sebeple Mentor adı, usta-çırak, akıl hocalığı ve kılavuzluk ile karşılık bulmuştur. Osmanlı İmparatorluğu’ndaki Lalalık sistemi de aynı göreve karşılık gelir.
Etimolojk olarak “koç” kelimesinin de enterasan bir hikayesi vardır ve kökenleri de Macaristan’a dayanır. 16. Yüzyılda yüksek kalitede at arabalarının yapıldığı Macaristan’ın bir köyünde, bu taşıyıcı at arabalarına “Kocs” adı verilmiş ve kelimeyle ortaya çıkmıştır. İngilizce olarak “Coach” ise otobüs, posta aracı ve uzun yolculuklar için kullanılan at arabası gibi karşılıklar bulsa da 19. yüzyılda İngiliz üniversite öğrencileri, akademik kariyerlerinde onları başarıya taşıyan özel öğretmenler için metaforik olarak “Coach” kelimesini kullanmaya başlamıştır. Türkçeye Koç kavramının girişi ise 80’lerin efsane basketbol dizisi “Beyaz Gölge” ile Koç Ken Reeves ile olmuştur.
Dolayısıyla Koç için bugün kullanılan güncel manasına en yakın açıklama İngiliz özel öğretmenler için kullanılan metaforik karşılık yada basketbol antrenörü gibi olsa da; kökenlerini aldığı at arabasının yolcusunu bulunduğu yerden istediği yere taşıması gibi, Koç da danışanını yaşam yolculuğunda gitmek istediği yere taşır ya da başka bir değişle gitmesine yardımcı olur.
Koçluk yada Mentorluk hakkında bunların dışında bir konuda yada daha detaylı bilgi almak isterseniz iletişim bilgilerinden bana ulaşabilirsiniz.