Günümüzde iş ve yaşam koşulları giderek ağırlaşmakta, muğlaklık ve belirsizlikler artmakta ve özellikle ülke koşullarına bağlı olarak pek çok konuda büyük ve hızlı değişimler yaşanmaktadır. Haliyle de bu değişken durumlara adaptasyon telaşı, özellikle metropol insanlarını ekstra stres yüküne maruz bırakarak gelecek kaygısı, yaşamdaki amaçlarını ve yönlerini kaybetme gibi durumlara sürüklemektedir. Belirli zamanlarda belki de hepimizin ya da pek çoğumuzun içinde bulunduğu bu noktada güvenilir bir destek ihtiyacı ortaya çıkmakta bu da:” bir koça mı, yoksa psikoloğa mı gitmeliyim?” sorusunu getirmektedir.
Birbirine sıklıkla karıştırılan ve zaman zaman birbiri yerine konumlandırılan Koçluk ve Psikoterapi aslında belirgin sınırlarla ayrılması gereken iki farklı uzmanlık alanıdır. Psikoterapi de, geçmiş ve geçmişten bugüne yansıyan sorunlar, psikolojik hastalık ve patolojiler ile çalışılırken Koçluk, bugün ve gelecek ile ilgilenir. Kişinin içsel yolculuğunu başlatarak kendini tanıma, farkındalık geliştirme ve özgüvenle yeni seçenekler üretebilmesine odaklanır. Bu sebeple koçluk “neden” sorusu yerine “nasıl” ile çalışırken psikoterapi sürecinde psikolog danışanın yüz yüze olduğu ya da geçmişten getirdiği ruhen yıpratan bir problemin kaynağına ulaşmak için nedenleri sorgular. Bu nedenle psikoterapi süreci aylar ve hatta kimi durumlarda yıllar alabiliyorken, koçlukta çalışılan konu doğrultusunda tanımlı ve belirli bir çalışma süreci vardır. Bu sürenin sonunda gelindiğinde; gerek görülmesi ya da çalışma sürecinde ortaya çıkan yeni bir ihtiyaç olması durumunda koç ve danışan karşılıklı mutabık kalarak süreyi uzatabilir.
Koç, danışanının geleceğe dair plan, niyet ve isteklerini hedefler haline getirilerek kişilerin başarılarını arttırmaya yönelik çalışmalar yapar. Derin dinleme yaparak söylenmeyenin ardına bakar, güçlü sorular sorarak danışanın kendini keşfetmesine katkı sağlar. Ayrıca koç; kullandığı çeşitli araçlar ve envanterler ile danışanının güçlü yönlerini ve gelişim alanlarını fark etmesine aracılık eder, hedefleri doğrultusunda cesaretlendirir.
Koçluk ve Psikoterapinin farklarını belirten tüm bu bilgilerle birlikte, bir de oldukça önemli ortak bir özellikleri vardır ki o da; görüşmelerin mahremiyeti ve gizliliğidir. Her iki uzmanlık alanında da etik kurallar gereği Koç-Danışan, Psikolog-Danışan arasındaki görüşmelerin gizliliği temel esastır.
Koçlukla ilgili tüm bu konular ve ilave sorularınız için benimle iletişime geçebilirsiniz.